Bu Blogda Ara

Öne Çıkanlar

Eskişehir’deki faşist terör saldırısı: Faşizan propagandanın gençler üzerindeki etkisi.

  12 Ağustos tarihi olmak üzere Eskişehir’de 18 yaşında bir faşist halka bıçakla saldırdı. Terörist canlı yayınladığı saldırıda nerdeyse hep...

17 Aralık 2020 Perşembe

Enternasyonal Marxist Gençlik | Eğitimde Eşitlik Üzerine Okur Mektubu

 






Eğitim... Özünde herkesin eşit yararlanabileceği ve insanların daha kalifiye olmasını sağlayacak temel oldu. Ama cidden bütün insanlar bundan eşit mi yararlanıyor? Bu yazımızda bundan bahsedeceğiz.

Devlete ve millet kalifiye insan olmak adına girdiğimiz bu süreçte hepimiz eşit miyiz, yoksa her zamanki gibi burada da hiyerarşik yapının yararlanabileceği bir şeyler var mı? Gönül ister ki devlet, en azından burada herkese eşit davranıyor diyelim. Ama maalesef öyle değil. Her zamanki gibi, parası olanın düdüğü çaldığı bu sektörde burjuva çocukları bizden 1 adımdan ziyade 15-20 adım önde. Proletaryanın maksimum devlet okulundan yararlandığı bu sektörde, burjuvanın çocukları para ile özel dersler, dershaneler, kurslar, özel hocalar vb gibi imkanlardan yararlanarak bu yarışta bizlerden öne geçiyor. Hiç yoktan boş bir beyini bile doldurabilecek bu tür imkanlar para ile sağlanıyorsa merak ediyorum bu sektörün adaleti nerededir? İnsanların kaderini belirleyecek olan bu sistemin çarkları para ile dönüyorsa, devletin bu duruma bir el atması gerekmez mi? Saf yetenekleri bile saf dışı bırakacak bu lanet sistemde bizlerin yeri neresidir, bizlerin konumu daha önceden belirlendi mi? Peki bu durumun vebali kimindir? Bu sisteme sesini çıkarmayan devletin mi, cebinin derdine düşen burjuva sınıfı mı yoksa hiçbir şey yokmuş gibi yaşayan bizler mi? Bu sistemin sorumlusu elbette biz değiliz lakin bu sistemin önüne geçebilecek tek faktör de bizleriz. Bizim kaderimizi tayin eden 3-5 burjuvanın önüne geçemiyorsak biz niye varız? Birileri sınırları çizip diyor ki; Burada yaşayacaksın, bu okula gideceksin, bu maaşı alacaksın, bunlara sesini yükseltmeyeceksin. Peki, biz bu burjuva kurallarına uyup 3 günlük hayatımızı istediğimiz gibi yaşamayacak mıyız, yoksa bir şeylerin değişmesi için fedakarlık gösterip karanlık geleceğimizin ışığı mı olacağız? Aslında kelebek etkisinin oluştuğu kritik noktanın en önemli faktörü biziz. Yozlaştırılmış ve bitkin düşürülmüş ruhlarımızın bu durumu kabullenmesine göz yummaktan ziyade mahrûr-i fikirlerimizi eyleme dökmenin zamanı gelmedi mi? Hala daha eşitliğe acıkmadık mı?

Demem o ki, ortalama 70 senelik ömrümüzün yarınlarını biz belirleyelim. Geleceğimiz 3-5 kuruş paramız yok diye heba olmasın.

Yok öyle umutları yitirip
Karanlıkta savrulmak...
Unutma; aynı gökyüzü altında,
Bir direniştir yaşamak
-Nazım HİKMET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Çok Okunanlar