Bu Blogda Ara

Öne Çıkanlar

Eskişehir’deki faşist terör saldırısı: Faşizan propagandanın gençler üzerindeki etkisi.

  12 Ağustos tarihi olmak üzere Eskişehir’de 18 yaşında bir faşist halka bıçakla saldırdı. Terörist canlı yayınladığı saldırıda nerdeyse hep...

22 Ekim 2021 Cuma

Haftalık Bildiri: Özgür Ve Eşit Bir Eğitim İçin Mücadeleye Katıl!





ÖZGÜR VE EŞİT BİR EĞİTİM İÇİN MÜCADELEYE KATIL!

İçerisinde yaşadığımız sistem,baskılar,ayrıcalıklar,yıkımlar ve sorunlar sistemidir.Bir takım ayrıcalıklı,
azınlık para babalarına çalışan bu sistemde,dünya üzerindeki sermayenin büyük bir çoğunluğu bu para
babalarının ellerinde toplanmıştır.Sermaye sahibi olan kesim,haliyle tüm üretim araçlarının,bununla
beraber devletlerin ve de bilgi araçlarının sahibi ve yöneticisi konumuna gelmişlerdir.Bugün biz
öğrenci gençlik olarak, bu egemen otoritenin kuvvetini okullarımızda görmekteyiz.Hakim olan sermaye devleti okullarda bize, hiçbir söz sahibi olmadığımız müfredatlarla kendi istediği bilgileri sunmakta,
okullarda gereksiz kurallar ve baskılarla bize otoriteye alışmayı ve boyun eğmeyi öğretmekte,kendi
aleyhinde olan bilgiler ve düşünceleri okulda tartışmayı yasaklamakta,aynı fabrikadan çıkma ve sadece
kendi çıkarları için hareket eden bir gençlik istemektedir.Bu durum, bugüne kadarki tüm iktidarlarda
böyle süregelmiştir


Bugün biz, emekçi ailelerin çocukları olan öğrenciler olarak okullarımızda,bir takım egemen kastın
hazırladığı,geniş öğretmen ve öğrenci kesimlerinin hiçbir söz sahibi olmadığı,devletin tamamen kendi
çıkarlarına ve ideolojisine göre şekillendirdiği bir müfredatı öğrenmek ve hatta sınavlarda bu müfredatı
iyice özümsediğimizi tasdiklemek zorunluluğundayız.Bize isteğimize bağlı olmayan ve gelecekteki yaşamamıza hiçbir artı katmayan zorunlu dersler dayatılmakta,tamamen ideolojik tabanda ve bu ölçüde de gerçeklikten kopmuş müfredatlar, öğrencilere dikte edilmektedir.


Yine aynı şekilde, devletin, kendi otorite ve ideolojisini üstümüze dayatmak amacından ötürü, okullarda öğrencilere disiplinli olmak veya olmamakla hiçbir alakası olmayan , okulda öğrenmenin önüne
hiçbir set çekmeyen,kişinin tamamen kendi tercihi olan,ve öğrencilere zorla dayatılarak,kişinin kendi
bedeninin dokunulmazlığının ihlal eden tek tip kıyafet kuralları konulmaktadır.Aynı bir toplama kampında olan yüzlerce insan gibi,aynı bir asker gibi öğrenciler,okula tek tip kıyafetle gelmek zorunda bırakılmıştır.Yine okullarda,okul ve eğitimle uzaktan yakından alakası olmayan,özel hayatımızı ilgilendiren diğer bir çok meseleye de karışılmaktadır.


Sistem,hayatımızın her yanında yarattığı gibi eğitim sisteminde de eşitsizlik yaratmaktadır.Öğrenciler bir yarış içerisine sokulmaktadır.Kimi bu yarışa önden ,kimi geriden , kimi ise parayı özel üniversiteye basıp direkt olarak bitiş çizgisinin karşısından başlamaktadır.Bize şöyle derler “Herkes her mesleği olamaz,birilerini sınavla elememiz lazım ki ”kalifiye olmayan” kişiler iyi mesleklere giremesinler.” Sistem bu konuda çok samimi (!) Gerçekten kişinin bir mesleğe uygun olup olmamasını, onun beceri,yetenek ve ilgisine değil,egemen sınıfın kendi yazdığı ve çoğunlukla kişinin seçeceği meslekle ilgili olmayan ve de egemen sınıfın kendi ideolojik propagandasını yapan,saçma bir müfredata göre hazırlanmış sınavda elde ettiğimiz puana bağlıyor.Fakat zengin kesim için o da gerekmiyor.Herkes için gerekli olan sınav onlar için gerekli değil.Onlar parayı basıp özel üniversteye girebiliyor.Orada fevkalade bir şekilde puanları şişiriliyor ve sonunda diplomalarınıı alıp, mesleklerini bir sınava gerek duymadan,parasını vererek elde edebiliyorlar.Zengin çocuklarının meslek edinmesi için sınava ihtiyaç yok.İş emekçi ailelerin çocuklarına gelince, binbir tane sınavdan geçme zorunluluğu var.Üstelik bu sınavların bir mesleği yapıp,yapamamakla alakası bile yok!
Burada sistemin ikiyüzlülüğünü ve eğitim de dahil her şeyin sınıfsal olduğunu görebiliyoruz.Sistem, parası olan kişiler için dizayn edilen,parası olanın kaliteli eğitim alma,kolay yoldan diploma kazanma ve daha bir çok hakkının olduğu,parası olmayanın ise sistemin binbir türlü hendeğinden atlamak zorunda olduğu bir sistemdir. Sistem parası olana sonsuz imkanlar vaat ederken, biz emekçi ailelerin çocuklarına sürekli diken üstünde,güvencesiz ve dezavantajlı olduğumuz bir hayattan başka hiçbir şey vaat etmiyor.


Arkadaş! Kurtuluşun kendi elllerinde.Sistem seni kendi ideolojisi doğruıltusunda şekillendirmeye,seni otorite altına almaya çalışıyor.Aynı zamanda seni geriden, zenginleri ileriden başlattığı,ve aynı zamanda asla senin potansiyelini ölçmeyen bir yarışta galip olmanı ve galip olamazan bunun senin suçun olduğunu söylüyor.


Çözüm senin ellerinde.Bizimle yürü! Özgür ve eşit bir eğitim için mücadeleye katıl!
 ÇÖZÜM POLİTEKNİK EĞİTİM!

GÜNÜMÜZ EĞİTİM SİSTEMİ
Günümüzde eğitim sistemi tamamen egemen devlet ideolojisinin öğrencilere dayatıldığı ;devletçi,milliyetçi,dinci,ataerkil,homofobik ve kapitalist öğretilerin öğrencilere empoze edilmeye çalışıldığı otoriter ve gerçeklikten uzakbir eğitim sistemidir.Bu eğitim sisteminde kapitalist hayatın her yerinde olduğu gibi mutlak bir hiyerarşi ve korku ilişkisi hakimdir.Bu eğitim sisteminde topluma özgür,nitelikli ve iyi yetiştirilmiş bireyler değil,patrona bir hizmetçi,devlet otoritesi ve egemen ideolojiye sadık kişiler yetiştiriliyor.


İlerici bir sistem adı altında gerici bir öğretide çizgisini bozmayan, parası olanların rahatça yoksulların ise hayatını mahvedip kendine vakit ayırmadan geçemeyeceği bir sistemdir.Bu sistemin asıl amacı ise başta dediğim gibi köle yetiştirmek, egemen ideolojiyi aşılamak ve devlete itaatkar insanlar yetiştirip sorgu yeteneklerini kaybettirmektir.Bu 12 yıllık yıkanma aşamasını başarı ile geçen insanlarda; devletçilik, milliyetçilik gibi temel unsurlar başta olmak devlete ve milislerine bağlılık gibi etmenleri görmek kaçınılmazdr.


POLİTEKNİK EĞİTİM


Politeknik Eğitim komünistlerin istediği eğitim düzenidir. Üretim araçlarında özel mülkiyetin kaldırılması, parasız bir eğitim düzeni ve herkese eşit olanaklarla verilen eğitimler ile gelişmiş ve çok yönlü bir insan oluşturulması ön plandadır.Politeknik eğitimi tanım olarak ele alacak isek politeknik eğitim öğrencinin eğitiminde söz sahibi olduğu,korku ilişkileri ve hiyerarşiye dayanmayan doğrudan demokratik;eğitimci ,öğrenci ve öğretmenlerin söz sahibi olduğu,egemen parti ideolojisinin zorla dayatılmadığı,bilim ve tekniğin karşılıklı ilişkilerinin anlatılıp özünün kavratıldığı,öğrencinin
özgür bir şekilde, kendisine yararlı olduğunu düşündüğü ve ilgisi olduğu dersleri seçip o derslere girdiği.okul yönetiminin ve derse giren öğretmenlerin doğrudan demokratik bir şekilde seçilip geri alınabildiği, herkesin anadilinde eğitim alma hakkına sahip olduğu,ataerkillik,homofobi,ırkçılık ve her türlü kqpitalist, feodal düşünceden uzak, özgürlük,bilim, teknik ve üretime bağlı bir eğitim sistemidir.


Politeknik eğitim, çok-mesleklilik eğitimi değildir. Eğitim sürecinde öğrencilere birden fazla mesleğin içeriği A’dan Z’ye öğretilmemektedir. Yapılan, modern endüstrinin dayanağını oluşturan bilimsel ilkelerin kişiye kazandırılmasıdır. Bu sayede bireyler tekniğin temellerini kavramakta ve yeni işlevler devralabilme, mesleğini değiştirebilme esnekliğini kazanmaktadır. Burada yapılanı “yaratıcı potansiyel oluşturma” olarak tanımlamak mümkündür. Öğrenci temel olarak mekaniği, dinamiği, enerjinin kaynaklarını ve dönüştürülmesini, yani üretimin temel mekanizmalarını öğrenmektedir.
Bu öğrenim süreci tekniğin yeni gelişmelerini yakından takip etmeyi ve kuramsal olarak kapsayabilmeyi gerektirmektedir. Meslek eğitimi politeknik eğitimden ayrı bir şeydir ve politeknik eğitim tamamlandıktan sonra verilmektedir. Burada politeknik eğitim sürecinde edinilen deneyim ve beceri birikimiyle öğrencinin mesleğini çok daha bilinçli ve isabetli bir biçimde seçmesinin mümkün olduğu da bir gerçektir


Politeknik eğitimde insanlar, üretim süreçlerinin genel, bilimsel ilkelerini öğreniyor; uyguluyor; gerekli araç gereçleri kullanıyorlar. Bu eğitimde üretimin yapıldığı fabrika, atölye, tarla, çiftlik ,büro vb.gibi yerlerin hepsi okuldur. Eğitim üretim içinde yapılıyor ve toplumsal üretimi artırma amaçlanıyor. İnsan, sınıf bilinci edinmeli; sömürüye karşı olmalı, doğaya egemen olmaya çalışmalı, onu değiştirmeli ve üretmeli; son aşamada komünizmi gerçekleştirmeyi hedeflemeli; barışı, halklar arası kardeşliği, özgürlüğü, adaleti, öz eleştiriyi başat değerler olarak kabul etmelidir.


Bu duruda özgür,nitelikli bilimsel ve saygın bir eğitim politeknik eğitimle,politeknin eğitim ise ancak hiyerarşilerin kaktığı sınıfsız ,sosyalist bir sistemle mümkündür


Ne sermaye,Ne bürokrasi,Yaşasın Sosyalist Demokrasi!


Bu bildiri EMG'nin 17.10.2021 tarihli bildirisinde yayınlanmıştır


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Çok Okunanlar